DİSK Genel Sekreteri Serdaroğlu, 2013 Yılı Programı’nda asgari ücretliye 23 TL.’lik bir zam öngörülürken bütçeden patronlara asgari ücretli dahil çalışan başına 47 TL. ile 183 TL. arasında bir sigorta prim teşviği verildiğini belirtti.
İktisatçı ve Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Mustafa Sönmez de, asgari ücretin düşüklüğünün yanında bu ücrete dahi erişemeyen milyonlarca insanın bulunduğunu hatırlattı. Mustafa Sönmez, resmi verilere göre 2,5 milyon, gerçekte ise 5 milyona yakın işsizin bulunduğunu, yine 4 milyona yakın kayıt dışı çalışanın da asgari ücrete mahkum olduğunu söyledi. Sönmez, Türkiye’deki asgari ücretin 412 euro olduğunu belirterek bu ücretin Portekiz, İrlanda, Yunanistan gibi krizdeki ülkelerin bile altında kaldığını kaydetti. Ben de asgari ücretin tarihçesi ve sendikal mücadeledeki yerinden söz ettim.
Kocaeli Üniversitesi’nden Yard. Doç. Dr. Hakan Koçak da, asgari ücretin çok geniş kesimleri ilgilendirdiğini, hatta Emek Platformu’nun yeniden oluşması için katkı bile sağlayabileceğini söyledi. Araştırmacı Ferda Koç da, bölgesel asgari ücret konusuna değinerek bu bağlamda Kürt işçilerin sorunlarını dile getirdi.
Asgari ücret, 13 milyon çalışanın 6 milyonunu, 5 milyon işsizi, 4 milyon kayıt dışı çalışanı, yani toplam 15 milyon kişiyi doğrudan ilgilendiriyor. Yine sigorta priminin alt ve üst sınırının asgari ücretle bağlantılı olması nedeniyle dolaylı olarak emekli aylıklarını etkiliyor.
Öte yandan 2007’de yapılan bir araştırmaya göre, asgari ücretteki yüzde 1’lik bir artış, toplu sözleşmelerde de en az yüzde 1’lik bir artış sağlıyor. Genel Sağlık Sigortası primi, işsizlik ödeneği, stajyer ücreti, doğrudan doğruya asgari ücretle bağlantılı olarak belirleniyor.
Asgari ücret, aileleri katmadığımız halde bu kadar geniş bir kesimi doğrudan ilgilendirdiği için toplumsal muhalefetin de önemli bir mücadele alanı olmalıdır. Nitekim Asgari Ücret Çalıştayı sonunda yayınlanan bildiride, bu konu özellikle vurgulandı. Çalıştay programında, “Asgari ücret görüşmelerinin başladığı günden itibaren toplumsal muhalefetin tüm bileşenleriyle birlikte güçlü eylemlerin düzenlenmesi, görüşüldüğü gün Çalışma Bakanlığı önünde ortak merkezi bir eylem yapılması ve aynı zamanda asgari ücret zammı ile ilgili bir imza kampanyasının başlatılması” kararı alındı. Artık Türk-İş, DİSK demeden tüm emek örgütlerinin, toplumsal muhalefetin özneleri olan tüm unsurların böyle bir kampanyada aktif görev alması gerekiyor…