DİSK’ e bağlı Dev Sağlık-İş Sendikası bu gün (24 Ekim ) İstanbul, Adana, Antalya, Ağrı, Mersin, Tunceli ve Kocaeli’n de yaptığı basın açıklamalarıyla işçilerin haklarını gasp eden yeni yasal düzenlemelere karşı sokakta olacağını duyurdu.
Meclisin açılmasının hemen ardından çalışma yaşamıyla ilgili bir dizi değişiklik hazırlığına dair birçok haber gündeme geldi. Bu haberlerin ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından toplanan 10. Çalışma Meclisi’nde işin rengi belli oldu. Devletin ajandasında yılsonuna kadar işçi ve emekçileri yakından ilgilendiren bir dizi değişiklik bulunuyor. Bu düzenlemeler işçiye müjde haberleriyle verilirken, aslında büyük bir saldırı dalgasının kapıda olduğu görülüyor.
Patronların talepleri üzerine hazırlanan paketlerle esnek, güvencesiz çalışma ve taşeronu yasalaştırmaya çalışan hükümeti uyaran sendikamız üyesi işçiler birçok ilde basın açıklaması düzenledi.
İstanbul’da Okmeydanı Eğitim Araştırma Hastanesinde yapılan basın açıklamasını iş yeri Temsilcimiz Fatma Deringöl okudu. “Bizleri güvencesizliğe mahkûm edecek yeni düzenlemeler kapıda” diyen Fatma Deringöl, işçileri Kıdem Tazminatının gaspına ve taşeronlaşmaya karşı mücadeleye çağırdı. Yeni düzenlemeler hakkında konuşma yapan Deringöl “müjde” ifadeleri ile sunulan haberlere kanmadıklarını belirtti. Eylemde ayrıca Dev Sağlık-İş Genel Sekreteri Gürsel Kaya da bir konuşma yaparak son süreçteki saldırılardan bahsetti. Emekçilerin geri adım atmayacağını söyleyen Kaya, geri adım atacak olanların dünya sanayisinde 17. sırayı paylaşan Türkiyeli patronların olduğunu ifade etti.
Tüm illerde okunan ortak basın açıklaması,
Taşeron Cumhuriyetine, Kıdem Tazminatının Gaspına, Özel İstihdam Bürolarına Karşı #DİRENİŞÇİ
HÜKÜMETİ UYARIYORUZ İŞ GÜVENCEMİZ KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR!
Bizleri güvencesizliği mahkûm edecek yeni düzenlemeler kapıda. İşçiye müjde haberlerinin yaldızları ile saklanamayan büyük bir saldırı dalgası bizleri bekliyor. Patronların taleplerini hazırlanan paketlerle yasalaştırmaya çalışan hükümeti uyarıyoruz. İş güvencemiz ve kazanılmış haklarımızı gasp ettirmemek için bizler de büyük bir direnişe hazırlanıyoruz.
Meclisin açılmasının hemen ardından çalışma yaşamıyla ilgili bir dizi değişiklik hazırlığına dair haberler basında sıkça yer almaya başladı. Bu haberlerin ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından toplanan 10. Çalışma Meclisi’nde işin rengi ortaya çıktı. Hükümetin ajandasında yılsonuna kadar bizleri yakından ilgilendirecek yeni bir paketin meclisten geçirilmesi yer alıyor. Bu pakette kazanılmış en temel haklarımıza saldırı, güvencesiz çalışmayı yerleşik hale getirmek yer alıyor. Gündemde üç konu bulunuyor.
• Alt işveren ilişkisini yeniden düzenleyecekleri bir yasa ile taşeron çalışmayı yerleşik hale getirilip yaygınlaştırmak.
• Kıdem tazminatımızı fona devretme bahanesiyle ortadan kaldırarak bizleri güvencesizliğe mahkûm etmek.
• Özel istihdam büroları aracılığıyla modern köle pazarları kurmak.
Tüm bu başlıklar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi Belgesi’nde de yer alan konular. Bizler çok iyi biliyoruz ki Ulusal İstihdam Stratejisi özünde “ucuz işgücü” yaratma stratejisidir. Bu stratejinin alt başlıkları olarak kamuoyuna duyurulan her müjde, işçi sınıfı için değil sermaye için müjdedir. Kıdem tazminatının fona devredilmesi işverenleri işçi atmanın yüklerinden kurtarmaya yönelik bir hak gaspıdır. Alt işveren ilişkilerine dair gündeme getirilen düzenlemeler, taşeron çalıştırmayı genelleştirerek ülkeyi Taşeron Cumhuriyeti’ne çevirmeyi hedeflemektedir. Özel İstihdam Büroları, işçiler için iş bulmayı değil, patronlar için köle bulmayı kolaylaştırmak için kurulan çağdaş insan ticareti pazarlarıdır. Güvencesiz çalıştırma koşullarını derinleştirecek, işçilerin en temel haklarını gasp etmeye yönelik bu tür girişimler biz işçilerin “kırmızı çizgileri”dir.
Müjde haberlerine kanmıyoruz!
Bu saldırı dalgası karşısında kırmızı çizgilerimizi korumak için her türlü direniş meşrudur. Biz işçilerin artık yalanlara, vaatlere, müjdelere inancı kalmamıştır.
Taşeron çalışmayı hileli çalışma olarak tescilleyen idari ve yargı kararlarını tanımayan, bizlerin sendika-toplu sözleşme hakkını bilgisayar oyunları ile gasp eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bizlerin yararına yasa düzenlemesi yapacağına inanmıyoruz.
11 yıllık iktidarı boyunca taşeron işçi sayısını 4 katına çıkaran ve kamuyu 600 bin taşeron işçinin işvereni haline getirerek devleti en büyük taşeron patronu yapan AKP hükümetinin bizlere vaat edecek hiçbir şeyi kalmamıştır.
Müjdeli bir gelecek mücadelemizle kazanılacak!
Biz sadece kendi gücümüze, kendi birliğimize inanıyoruz. Taşerona karşı 10 yıllık mücadelemizde kazanılmış tüm haklarımızın örgütlü mücadelemizin eseri olduğunu gördük. Yasal haklarımız olan yıllık izinlerimizi, fazla mesailerimizi ancak sendikamız çatısı altında örgütlendikten sonra kullanabildik.
Kıdem tazminatı hakkımızın gaspını, keyfi uygulama ve işten çıkarmaları ancak örgütlü gücümüzle engelleyebildiğimize tanık olduk.
Şimdi haklarımızı gasp edecek, güvencesiz çalışmayı yaygınlaştıracak yeni saldırılar karşısında da örgütlülüğümüzle duracak, bizim için hayati öneme sahip iş güvencemizi var gücümüzle savunacağız.
Tüm sınıf kardeşlerimizi iş güvencemize, geleceğimize kazanılmış haklarımıza sahip çıkmak için bizlerle birlikte mücadeleye çağırıyoruz. Müjdeli haberlerin ışık tuttuğu bir gelecek bizlerin mücadelesinin sonucu kazanılacak.
Yaşasın güvenceli iş güvenli gelecek mücadelemiz