Taşeron işçilere müjde haberlerinin yeniden basında boy gösterdiği bir günde taşeron düzeninin gerçek yüzünü anlatmak için bugün buradayız. Taşeron işçilerin insanca bir yaşam, onurlu ve güvenceli çalışmasının ancak kendi mücadelesiyle olduğunu anlatmak için buradayız.
Bizler yıllardır İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yemek hizmetlerinde çalışan ve akıl almaz bir gerekçe ile işsiz kalan 10 işçiyiz. Yıllardır çalıştığımız Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde bir kısmımız 29 Eylül’de bir kısmımız ise 20 Aralık günü rotasyona tabi tutularak üniversitenin Beyazıt Kampüsü’ne gönderildik. 1 Ocak günü yeni şirketin Beyazıt Kampüsüne gelmesi üzerine kendi işyerimiz olan Cerrahpaşa Kampüsü’ne geri geldik. Fakat şirket hiçbir gerekçe göstermeden bizlere işbaşı yaptırmadı. Sendikamız ve temsilcilerimizle beraber sorunu çözmek ve işbaşı yapılmamız talebiyle defalarca hastane yönetimi ile görüştük. Bu görüşmelerde hastane yönetiminin sorumluluk almaması üzerine sorun çözülemedi. İşimizi, ekmeğimizi geri almak için tek yol direniş oldu.
Yıllardır fazla mesai, yıllık izin gibi kazanılmış en temel haklarımızı bile kullanmakta zorlandığımız yemekhanede son gelen şirketle birlikte iş yükümüz arttı. Angarya çalışma, izin kullanımımızın engellenmesi, fazla mesai haklarımızın ödenmemesi gibi birçok usulsüz uygulama ile karşı karşıya kaldık. Bu duruma itiraz eden birçok arkadaşımız ya işten çıkarıldı ya da baskı ve yıldırma politikalarına maruz kaldı.
Taşeron şirket hukuku hiçe sayarak burada zora ve sömürüye dayalı bir çalışma düzenini ısrarla sürdürürken asıl işverenimiz konumundaki hastane yönetimi tüm bu hukuksuzluklara sessiz kalarak suça ortak oldu. Bizler yıllardır bu hastanede verilen sağlık hizmetinin bir parçası olduğumuz halde yaşadığımız sorunlar karşısında sessiz kalan, sorumluluk almayan hastane yönetimi taşeron işçileri ısrarla yok saydı.
Sesimizi duyurmak için gerçekleştirdiğimiz her girişim sonrası şirket yönetiminin saldırgan ve bizleri hiçe sayan tutumu ile karşılaştık. Hastane yönetiminin sorun karşısında bize hak veren ama asla gereğini yapmayan açıklamalarını dinledik. Ve gördük ki bizim için direnmekten, irademizi, varlığımızı direnerek göstermekten başka çare kalmadı.
İşte şimdi bugün burada sendikamızın öncülüğünde kurduğumuz direniş çadırı ile hastane yönetimine ve taşeron şirkete sesleniyoruz. Diyoruz ki Taşeron işçisi köle değildir. Haklarımızı gasp etmenize, ilk fırsatta bizi sokağa atmanıza izin vermeyeceğiz. Bugünden sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Çünkü taşeron işçisi bir kere uyandı. Ve hakkını aramaya başladı.
Taşeron çalışmayı kural haline getiren AKP hükümeti torba yasalarla taşeron işçiye müjde verirken taşeron sisteminin gayri insanı koşullarda açlık sınırın altında çalıştırma, sendika ve toplu sözleşme hakkımızın gaspına dayanan gerçek yüzünün en canlı kanıtı biziz. Biz sokakta olduğumuz, bu direniş çadırı burada kurulu olduğu sürece sizin müjdelerinize inanmayacağız.
Yaşasın örgütlü mücadelemiz
Köle Değil işçiyiz örgütlüyüz güçlüyüzBeylikdüzü EscortBeylikdüzü Escort