Okmeydanı Hastanesi’nde direniş boyunca her çarşamba gerçekleştirdiğimiz kitlesel basın açıklamalarımızın üçüncüsünü gerçekleştirdik. Bu hafta açıklamamız meclisteki taşeron yasasına ilişkindi.
Okmeydanı Hastanesi direnişimiz 21’inci günü geride bıraktı. Direnişe başladığımız 21 Mayıs Çarşamba gününden beri her çarşamba gerçekleştirdiğimiz kitlesel açıklamamızın bu hafta üçüncüsünü yaptık.
DİSK’e bağlı sendikalarımızın yöneticileri, SES işyeri temsilciliğinin katıldığı açıklama Genel Başkanımız ve DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu ve sendikamız Genel Sekreteri Gürsel Kaya da hazır bulundu. Eylemde direnişçi işçiler adına Nayil Tekin bir basın açıklaması gerçekleştirerek direnişleri devam ettiği müddetçe Meclis’te görüşülen taşeron yasasının asıl amacını ortaya koyacaklarını ifade etti. Tekin güvenceli iş insanca yaşam mücadelesi için kendilerini işten atanların taşeron işçilere verebilecek iyi veya müjdeli haberleri olamayacağını ifade etti.
Eylemde Nayil Tekin tarafından yapılan açıklamanın tam metni şöyle:
TAŞERON İŞÇİLER DİRENİŞTEYKEN MÜJDELİ YASA HABERLERİNE İNANILMAZ
Türkiye’de 650 bini kamuda olmak üzere 1 milyon 100 binden fazla emekçiyi ilgilendiren bir yasa şu an Meclis gündeminde. İçinde alt işveren uygulamasına dair düzenlemeler bulunan torba yasa 30 Mayıs akşamı Bakanlar Kurulu’nun imzasıyla TBMM Komisyonlarına sevk edildi. İçinde maden işçilerinin çalışma koşullarına kısmi iyileştirme, kamu borçlularına af gibi düzenlemeler bulunan yasa tasarısı maalesef biz taşeron işçilere beklediği iyi ve müjdeli haberleri vermedi.
Taşeron işçilerin sorunlarına çare için yasayı çıkardığını söyleyen hükümetin samimiyetinin göstergesi, insanca yaşayacak bir ücret, sendika ve toplu sözleşme hakkı için mücadele eden ve bu yüzden işten atılarak direnişe geçen Okmeydanı Hastanesi’nde, Alanya Devlet Hastanesi’nde ve Kocaeli Üniversitesi Hastanemizde sendikamız tarafından sürdürülen direnişlerdir. Mecliste çıkarılan yasa ile taşeron işçinin çalışma koşullarını düzelteceğini iddia edenleri bu taleplerle eylem yaptıkları için işsiz bırakılan direnişçi işçiler yalanlamaktadır.
Bizler yıllardır İstanbul Okmeydanı Eğitim Araştırma Hastanesi’nde çalışan taşeron sağlık işçileriyiz. 14 Mayıs günü Soma’da yaşanan katliama karşı tepkimizi göstermek, yeni Somalar yaşanmaması için taşeron yasaklansın demek için iş bırakan ve işten atılan 8 Dev Sağlık-İş işyeri temsilcisiyiz. Amacımız insanca yaşayacak kadar ücret almak, sendika ve toplu sözleşme hakkımızı kullanabilmekti. Soma’da yaşanan faciaya taşeron düzeninin yol açtığına dikkat çekmekti. Fakat bu eylemimiz işten atılma ile yanıtlandı.Yıllardır taşeronlaştırma, özelleştirme ve güvencesizleştirme ile kuşatılan biz milyonlarca emekçi en ağır koşullarda, ölümle burun buruna çalışıyoruz. Bu korkunç sömürü düzenine karşı örgütlenme ve eylem hakkımızı kullandığımız için cezalandırıldık.
Bize bu çalışma koşullarını reva gören, bizleri insanca yaşam güvenceli iş istediğimiz için işten çıkaran bir iktidar anlayışı bizim çalışma koşullarımızı düzeltebilir mi? Elbette hayır. Şu an Türkiye’nin üç farklı noktasında sendikamız tarafından sürdürülen taşeron işçi direnişleri de bu anlayışın asıl amacının taşeron sorununu çözmek değil, taşeron çalışmayı yaygınlaştırmak olduğunun en büyük ispatıdır.
İşte bu nedenle Okmeydanı Hastanesi’nde 21’inci günü geride bırakan direnişimizi onurla sürdüreceğiz. Çünkü bu direniş taşeron işçisinin onur ve insanca yaşam mücadelesinin simgesidir. Bu direniş Soma’yı bize unutturmak isteyenlere karşı bir adalet nöbetidir. Bu direniş diline taşeron köleliktir diye dolayıp çıkardığı yasalarla taşeronu yaygınlaştırmak isteyenlerin yalanlarına verilmiş bir cevaptır. Bu direniş bize haklarımızı almak için tek yolun örgütlü mücadele olduğunu anlatan bir güzel deneyimdir.
Bizler ilk günden beri bu anlayışla direndik. Hepimiz iş başı yapana kadar direnişimize devam edeceğiz.
Zafer direnen emekçinin olacak