İstanbul’da Eylül 2014’de meydana gelen iş cinayetinde hayatını kaybeden 10 işçi için Torunlar Center önünde basın açıklaması yapan DİSK Genel Sekreteri ve sendikamızın Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’na 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten dava açılmıştı. Açılan davanın ilk duruşması bu gün yapıldı.
Arzu Çerkezoğlu mahkemedeki savunmasında “Burada sanık olarak yargılanmaktan hicap duyuyorum. Meydana gelen iş kazalarındaki ölümler, iş cinayeti olarak nitelendirilmelidir. Bu dava ve kendimin yargılanması tek bir işçinin ölümünü dahi engellecekse istenilen cezaların verilmesinde sakınca yoktur. Sermaye ve bunu denetleyen aktörler, iş cinayetlerine duyarsız kalmaktadırlar. Asıl suçlular sermaye ve ona tolerans gösteren kişilerdir. Bu nedenle esasen kendimi sanık konumunda görmüyorum. İşçi haklarının korunması sendikaların asli görevidir.” dedi.
Savunmanın ardından kararını açıklayan Hakim Mustafa Erdoğan, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na aykırılık suçundan dava açılmışsa da yapılan yargılama ve toplanan deliller sonucunda yüklenen suçun unsurları itibariyle oluşmaması nedeniyle Genel Başkanımız Arzu Çerkezoğlu’nun beraatine hükmetti.
Arzu Çerkezoğlu beraat ettiği duruşma sonrasında bir açıklama yaptı. Yaptığı açıklamada : “Böylesi bir süreçte işçiler ölürken, her yıl 5 tane Soma faciası yaşanırken bir emek örgütü olarak bütün bunlara sessiz kalmak suç olurdu” dedi. Mahkemede, “Eğer tek bir işçinin yaşamını yitirmesini engelleyecekse bugün burada ilk celsede ceza verin, gerekirse tutuklayın” dediğini aktaran Çerkezoğlu, “Ama bizden yana bir suçtan söz edilecekse ya da tarih önünde verilecek bir hesap varsa, o da işçilere karşı kanlı bir savaş halini alan bu sisteme karşı işçi sınıfının yanıtını üretememiş olmamızdır. ve bu iş cinayetlerini engelleyememiş olmamızdır” diye konuştu. İnşaat sektöründe kayıt dışı çalıştırmanın yüzde 40’larda olduğunu belirten Çerkezoğlu, “Bu sürecin gerçek sorumluları, her gün karına kar katan, işçilerin kanı üzerinden sermayelerini büyüten sermaye sınıfı ve bütün bu süreçlerde önlem almayan siyasi iktidardır” ifadesinde bulundu.