İstanbul’da binlerce emekçi Soma maden katliamı sorumlularının hesap vermesi ve taşeron çalışmanın yasaklanması talebiyle Kadıköy’de bir araya geldi. İki koldan İskele Meydanı’na yürüyen emekçiler işçi cinayetlerinin sorumlusu hükümete istifa çağrısı yaparken, mücadeleye devam dedi
DİSK İstanbul Temsilciliği, KESK İstanbul Şubeler Platformu, İstanbul Tabip Odası, TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu,TDB İstanbul Diş Hekimleri Odası ve Türk-İş’e bağlı sendikaların çağrısıyla Kadıköy İskele Meydanı’nda yapılan mitingde “İşçi düşmanı patronlarında ve AKP’den hesap soracağız” ve “Soma’yı unutma, unutturma” mesajları öne çıktı. Okmeydanı’nda Uğur Kurt’un polis kurşunuyla öldürülmesini protesto eden pankart ve dövizler taşındı.
Kadıköy Numune Hastanesi ve Tepe Natilus alışveriş merkezi önü olmak üzere iki koldan miting alanına yüründü.
Tepe Natilus’un önünde DİSK’e bağlı sendikalar, İstanbul Tabip Odası üyeleri, İstanbul Diş Hekimleri Odası, İnşaat İşçileri Sendika Girişimi, Halkevleri, Öğrenci Kolektifleri, HDP ve HDK bileşenleri, ÖDP, EHP, DDSB, SDP, EMEP, Mücadele Birliği Platformu, Devrimci Hareket, TKP 1920, Söz Dergisi, Kaldıraç, Köz, TÖP-G, DAF, SDH ve BDSP gibi siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri yer aldı. En önde, “Kaza değil cinayet. Somayı unutma”, “Taşeron ölüm demektir” yazılı pankartlar açıldı.
DİSK üyeleri, “Taşeron cinayettir, yasaklansın” sloganları ve öldürülen işçilerin fotoğrafları ile yürüdü. DİSK kortejinde konfederasyona bağlı tüm sendikalar katılım gösterirken Limter İş sendikası, iş cinayetlerinde ve katliam da yaşana ölümlere dikkat çekmek için maket tabutlarla yürüdü. Halkevleri, ÖDP ve EHP ve HDP’de bu kolda yürüdü.
Haydarpaşa Numune Hastanesi önünden ise TÜRK-İŞ’e bağlı sendikalar, KESK, TMMOB ve CHP’nin de aralarında olduğu çok sayıda örgüt yürüdü.
Haydarpaşa Numune kolunda en önde Soma’da katledilen maden işçilerinin adının yer aldığı “Soma’yı unutma!” yazılı pankart taşındı. Ana pankartın hemen ardında ise Türk-İş yer aldı. Türk-İş’e bağlı Demiryol İş, TGS, Koop İş, Tez Koop İş, Haber İş, Harb İş, Yol-İş, Belediye-İş, TEKSİF, ve DERİTEKS sendikaları da yürüyüşte yerlerini aldılar.
Türk-İş kortejinin ardında KESK İstanbul Şubeler Platformu yerini aldı. KESK pankartının önünde baret ve kefen giyen üç kadın kamu emekçisi yürüdü.
DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Genel Sekreter Arzu Çerkezoğlu, KESK, TTB, TMMOB ve Türk-İş’e bağlı sendikaların yöneticileri ile HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan ile Mehmet Ayvalıtaş’ın babası Ali Ayvalıtaş’ın da aralarında olduğu çok sayıda kişi en önde oluşturulan kortejde yürüdü. Mitinge direnişteki Dev Sağlık İş üyesi sağlık işçileri, Kumport liman işçileri, Karşı gazetesi basın emekçileri ve Greif işçilerinin de aralarında olduğu direnişçi işçiler ile 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma maden ocağında çalışan Hidayet Merdan ve Selçuk Çetin katıldı.
Binlerce emekçi, polis tarafından oluşturulan arama noktalarından geçtikten sonra alana girdi. Alana girerken, “Soma’nın katili taşeron devleti”, “Hükümet istifa” sloganları atıldı.
Miting emek ve demokrasi mücadelesi ve Haziran İsyanı’nda öldürülen ile Soma’da katledilen işçiler anısına saygı duruşu ile başladı.
Ardından Soma maden işçisi Hidayet Merdan konuştu. Soma’da meydana gelen faciada yaşamını yitirenlerin kadere değil, katliama kurban gittiklerini söyleyen Hidayet, “Zaten bizleri işçi olarak değil, köle olarak görüyorlar. İki tane yaşam odası yapılsaydı, insanlar ölmezdi. Ama onlar için mesele kömür. Biz işçi değil, köleyiz” dedi.
Yaşamını yitiren maden işçileri için “şehit” denildiğini hatırlatan Merdan, “Onlar şehit değil, çünkü diri diri yaktılar’’ dedi. Patronların maden işçilerini işçi ve insan olarak değil köle olarak gördüklerini söyleyen Merdan, Soma faciasında madenden çıkarılan işçilerinin ağızlarına maske takılarak yaralı süsü verilip kamuoyunun aldatıldığını söyledi.
Facianın ardından Başbakan ile AKP’lilerin yaptığı açıklamalara tepki gösteren Merdan, “Başbakan 1925′in Japonya’sından bahsediyor. Ama 2000′li yılların Şili’sinden bahsetmiyor. Facianın ardından ‘Denetim yok dedik, sömürü var’ dedik, ‘Denetlemek için gelenler aşağı inmedi’ dedik, şaşırdılar. ‘Seslerinizi duymadık’ dediler. Sen gökdelenlerde ben yerin altında nasıl duyacaksın sesimi” şeklinde konuştu.
Merdan, sendikanın patron ve AKP ile işbirliği yaptığını söyledi, “Hakkımızı aramayan sendikayı yıkacağız” diyerek sözlerini bitirdi.
Soma’dan gelen maden işçisi Selçuk Çetin, konuştuğu kürsünün arkasındaki sinevizyonda yitirdiği 301 arkadaşının isimlerinin yazılı olduğunu söyledi, “Arkadaşlarım sanki bana orada ne yapıyorsun diyorlar” diyerek konuşamayacağını belirtti ve ağlayarak kürsüden indi.
Merdan’ın konuşmasının ardından, Soma katliamı sonrası, kurtarma çalışmalarının görüntülerinin ve Başbakan Erdoğan’ın yapmış olduğu açıklamalarının da içinde yer aldığı faciayı anlatan sinevizyon gösterimi yapıldı. Soma’da yaşanan facia için “Olağan şeyler” diyen Başbakan Erdoğan’ın görüntüsü ekranda çıktığı sırada tüm kitle “yuh” çekti.
‘AKP’nin fıtratında ölmek var, öldürmek var’
Sinevizyon gösteriminin ardından DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu konuştu. AKP’nin fıtratında işçi ve emeğin olmadığını daha fazla sömürü ve ölümün olduğunu vurgulayan. Çerkezoğlu, “Yerin yedi kat altındaki arkadaşlarımızı ölüme mahkum edenlerden hesap soracağız” dedi. AKP hükümetinin taşeronu yasallaştırmak için yeni yasa hazırlığı içerisinde olduğunu hatırlatan Çerkezoğlu, “O yasayı Meclis’e getirmeyi bırakın, ağzınıza bile almayın” diye uyardı.
Mücadele amaçlarının işçileri ölüme mahkum eden taşeron sisteminin tamamen yok edilmesi olduğunu açıklayan Çerkezoğlu, 4 maddelik taleplerini de şu şekilde sıraladı:
“-Her yerde, madenlerde, inşaatlarda, tersanelerde, tekstil atölyelerde taşeron sistemi yasaklayın.
-Madenler özelleştirildikten sonra iş cinayetleri arttı. Madenler yeniden kamulaştırılsın.
-İşçi sağlığı yasası çöpe atılsın, işçi sağlığı ve güvenliği alanı emek örgütlerinin denetime verilsin.
-İşçilerin, emekçilerin katilleri derhal istifa edin.”
Soma, Okmeydanı ve Haziran İsyanı sırasında katledilenleri anan KESK Dönem Sözcüsü Hüseyin Özev, “Acılıyız, öfkeliyiz, bunda da çok haklıyız. Bu sistem devam ettiği sürece işçi katliamları sürecek” dedi.
Katliamların sebebinin başta kapitalist sistem, taşeron sistem ve özelleştirme olduğunu vurgulayan Özev, şöyle devam etti: “Yapılması gerek tüm sorumlular hakkında soruşturmalar başlatılması, özelleştirmelerin durdurulması, özelleştirilen kurumların tekrar kamuya devredilmesidir. Bunun için de bizim mücadelemizi büyütmemiz gerekiyor.”
TMMOB İKK Sözcüsü Süleyman Solmaz, “Sözün bittiği yerdeyiz, ne söylenecek, kime söyleyeceğiz. Maraş’ta hala toprağın altında yatan işçilerden, her gün öldürülen işçilerden Soma’da öldürülen 301 işçiden özür diliyorum” dedi.
İstanbul Tabip Odası Başkanı Selçuk Erez de konuşma yaptı.
Konuşmaların ardından miting, Ruhi Su Dostlar Korosu ve Hilmi Yarayıcı’nın sahne almasıyla devam etti. Miting, seslendirilen türkü ve marşların ardından sona erdi.