KESK Araştırma Merkezi KESK-AR’ın TÜİK ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verileri üzerinden yaptığı araştırmaya göre; eşi çalışmayan, çocuklu ve ortalama bedelli kirada oturan bir kamu emekçisinin yapması gereken en az harcama tutarıyla karşılaştırıldığında, ücreti bu seviyenin yaklaşık yarısına denk geliyor.
KESK-Ar’ın raporunun tam metni şöyle:
*Ücretler Hayat Pahalılığı karşısında eriyor!
*Kamu Emekçileri ücretlerinden daha fazla borçlanmak zorunda kalıyor!
*Ortalama bir kamu emekçisi asgari bir yaşam için ücretinin üzerinde borçlanmak zorunda kalıyor.
* Her geçen gün emekçilerin artan oranda sosyal kazanımları ellerinden alınıyor, ekonomik ve sosyal sorunlar büyüyor.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Birimi KESK-AR tarafından TÜİK ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verileri üzerinden yapılan çalışmaya göre; eşi çalışmayan, çocuklu ve ortalama bedelli kirada oturan bir kamu emekçisinin “insana yakışır bir yaşam için” yapması gereken en az harcama tutarıyla karşılaştırıldığında ücreti bu seviyenin yaklaşık yarısına denk gelmektedir.
Yapılan araştırmada konut harcamaları sabit kira geliri ve yakıt gideri üzerinden sabitlenmiş, geriye kalan harcanabilir gelir üzerinden geçim düzeyi analiz edilmiştir.
Yüksek enflasyon, ağır vergiler ve artık sıradanlaştırılan zamlarla, ücretleri insana yakışır bir yaşam sürme seviyesinin yarı yarıya altında kalan kamu emekçileri asgari düzeyde bir yaşam sürdürebilmek için borçlanmak zorunda kalmaktadır. TÜİK verilerinden derlenen araştırmaya göre, aylık 2 bin 647 liraya denk düşen harcama seviyesine sahip olabilmek için, kirada oturan, ortalama ücretli bir kamu emekçisinin yaklaşık 1620 lira borçlanması gerekiyor. Kamu emekçisi ya bu borcu yüklenerek hakkı olan bir yaşamı sürdürebiliyor, ya da yoksulluk sınırı olarak da adlandırılan bu seviyenin altında bir yaşam sürmek zorunda kalıyor.
Borçlanmaması halinde sadece ücreti ile bir kamu emekçisi;
*Gıda ve içecek harcamalarına 337 TL harcayabiliyor, günlük bu harcama 4 kişilik bir aile için 11 TL olarak gerçekleşebiliyor.
*Giyim ve ayakkabı harcamalarına günlük sadece 2 lira ayırabiliyor.
*Artık tümüyle paralı hale getirilen eğitim ve sağlık hizmetlerine bütçesinden günlük sadece 1 lira ayırabiliyor.
*İstanbul’da yaklaşık yüzde 50’lik zamma ulaşan ulaşıma, kamu emekçisinin günlük ayırabildiği tutar ise sadece 2 lira.
Ekonomi alanında giderek yükselen “bir güç” olduklarını özellikle uluslararası platformlarda ifade eden AKP hükümeti şüphesiz “ekonomiden” bahsederken, halkın bütçesinden, gelirinden yani refahından bahsetmiyor. Emekçilerin enflasyonun üzerinde kazanmadıkları, diğer bir ifade ile reel ücretlerin sürekli geriletildiği bir durumda ne sosyal refahtan, ne de dayanağını toplumdan alan bir “güç”ten bahsetmek mümkün.
10 yıllık ekonomi politikası işsizlik, uçurumlaşan gelir dağılımı, zorlaşan çalışma koşulları, ticarileşen kamusal hizmetler, çığ gibi büyüyen barınma sorunu gibi emek karşıtı süreçlerin toplamından oluşan AKP’nin emekçiler için bilançosu giderek artan açlık ve yoksulluk olmaktadır.
1000-2000 LİRA ARASI GELİRLİLERİN 5 YILDA BORCU %18 ARTTI!
Sürekli borçlanmaya sürüklenen emekçiler, 5 yıllık borçlanma grafiğinde en fazla borçlanan kesim oldu. Aylık ücreti 1,000-2,000 TL aralığında olan emekçiler, 5 yılda %18 artan borç yükleriyle en çok borçlananlar listesinin başında yer aldı.
AKP EKONOMİSİNİN SONUCU YOKSULLUKTUR!
Ailesini geçindirmek zorunda olan bir kamu emekçisinin maaşı, zorunlu bir diğer tüketim olan konut, elektrik gaz harcamalarından sonra gıda harcamalarına bile yetişememekte, sağlık, eğitim, ulaşım gibi zorunlu maliyetleri için ise borçlanmak zorunda bırakılmaktadır.
Kamu emekçilerine, emeklilere ve asgari ücretli işçiye reva görülen ücret zamları, sürekli artan hayat pahalılığı karşısında oldukça yetersiz kalmakta, halka tamamlayıcı geçim kaynağı olarak kredi ve kredi kartları işaret edilmektedir. Giderek tamamı ile serbest piyasaya açılan gıda, eğitim, sağlık, ulaşım, barınma gibi temel ihtiyaçların karşılanmasında dahi yetersiz kalan ve enflasyona karşı yenik düşen ücretlerde telafiye gitmek yerine, ekonominin lokomotif güçlerine dönüştürülen ve o yönde desteklenen bankalar kanalı ile borçlandırma özendirilmektedir.
ÇÖZÜM: İNSANCA YAŞAMA UYGUN ÜCRET!
Gerek toplu sözleşme sürecinde, gerekse de asgari ücret komisyonu üzerinden belirlenen zam oranlarında, “emekçileri enflasyona ezdirmeyeceğiz” ifadelerinin artık gerçeği yansıtmadığı bir kez daha görülmüştür.
Hükümetin seçtiği iktisadi politika tercihleri kapsamında uyguladığı ücret politikalarının giderek halkı yoksullaştırdığı, temel yaşamsal faaliyetlerini ve ihtiyaçlarını karşılayamaz hale getirdiği açıktır. Hak ettiği ücretten yoksun bırakarak, halka tek çözüm yolu olarak işaret ettiği borçlanma yöntemi ise bu yoksullaşmayı hızlandırmakta ve pekiştirmektedir. Artan enflasyon ile refah kayıplarının giderilmediği bir ortamda, bir de yüksek faiz ödemekle yükümlü bırakılan vatandaşlar, dayatılan bu maliyetleri giderek karşılamakta zorlanmakta ve cezai yaptırımlar ile mevcut varlıklarını da yitirmek zorunda kalmaktadır.
www.kesk.org.trBeylikdüzü EscortBeylikdüzü Escort