Samsun’da işten atılmalara karşı basın açıklaması gerçekleştirildi.
Basın açıklamasından sonra Adana’daki saldırılar üzerine öfkeleri ve kararlılıklarını dile getiren işçiler , baskılara rağmen dimdik ayakta olduklarının mesajını verdiler ve hükümeti saldırgan tutumlarını devam ettirmemek konusunda uyardılar. “polis jopları emek mücadelelerinin önüne geçemeyecek” diyen Yüksel Arslan direnişlerinin 210. gününde de aynı kararlılıkla işlerine geri dönene kadar mücadele edeceklerini altını çizdi.
Açıklama Metni
TAŞERONLAŞTIRMAYA İŞTEN ÇIKARMALARA İZİN VERMEYECEĞİZ
Bilindiği gibi Samsun Gazi Devlet Hastanesinden altı taşeron işçi işten çıkarılmıştır. Samsun Gazi Devlet Hastanesinden çıkarılan altı taşeron işçisi arkadaşımız, bütün engellemelere karşın 208 gündür işlerine geri dönmek için hastane bahçesinde direnmektedir. Daha geçen hafta başhekimin talimatıyla özel güvenlik bu arkadaşlarımıza saldırmış, çadır içerisinde boğulma tehlikesi geçirenler olmuştur. “Herkese nitelikli, ulaşılabilir ve parasız bir sağlık” isteyen taşeron işçilerine karşı yürütülen kampanya kabul edilemez. Hastane yönetimi sendika düşmanlığı yaparak bir yere varamaz. Görevini kötüye kullanarak, antidemokratik ve hukuksuz bir şekilde işçiler üzerinde orantısız güç kullandırtan hastane başhekimi bir gün dahi görevinde durmamalı, derhal istifa etmelidir.
Bu süreçte, Adana’da yaşananları da kaygı ile izlemekteyiz. Adana Balcalı Hastanesi’nde mahkeme kararlarına ve işçilerin “ihale yaptırmama” kararına rağmen, hastane yönetimi taşeron ihalesi yapacağını açıklamıştı. Adana Balcalı Hastanesi’nde polisin ve özel güvenliğin saldırısı sonucu yaralanan ve gözaltına alınan ihaleye karşı çıkan işçiler olmuştur. Bu saldırıların altında yatan AKP iktidarının taşeronlaştırma, iş güvencesini ortadan kaldırma niyeti yatmaktadır. Yapılan saldırıyı kınıyoruz.
Bizler için insan ve insan sağlığı, her şeyin üzerinde bir öneme sahiptir. Devlet Hastanelerinde Anayasa ve yasalara karşı bir hile düzenlemesi olan taşeron kanalıyla çalışan sağlık işçileri insanca yaşamak, yasaların öngördüğü haklardan yararlanmak istemektedir. Ancak, bu demokratik talebe karşı hastane yönetiminin gösterdiği tavrı anlamak mümkün değildir. Nitelikli sağlık hizmeti alınabilmesi için sağlık çalışanlarının da nitelikli olması gerekmektedir. Taşeron eliyle yürütülmek istenen sağlık hizmetleri önemini yitirmektedir. Çünkü sermayenin temel felsefesi daha çok kardır. İnsan emeğinin pazarlanması anlamına gelen ve insan onuruna aykırı olan bu çalıştırma düzenini reddediyoruz.
Eğitimden sağlığa yaşamın her alanını taşeronlaştıran, iş güvencesini ortadan kaldıran bu zihniyetin karşısında olacağımızı buradan bir kez daha haykırıyoruz. Gazi Devlet Hastanesi’nde işten atılan, 200 günü aşkın bir süredir direnişlerini sürdüren Dev Sağlık İş üyesi arkadaşlarımızın yanında olduğumuzu kamuoyuna duyuruyoruz. En küçük demokratik talebi şiddet kullanarak çözmeyi amaçlayanları da uyarıyoruz: Gazi Devlet Hastanesi’nde işten attığınız taşeron işçileri yalnız değildir. İşten çıkardığınız bu arkadaşlarımızla dayanışmamızı artarak sürdüreceğiz. Bu hukuksuzluğa karşı demokratik direnme hakkımızı kullanmaktan çekinmeyeceğiz.
Aşağıda imzası olan bizler, dün olduğu gibi bugün de, taşeronlaştırmaya karşı iş güvenceli bir yaşamı savunmaya devam edeceğimizi buradan ilan ediyoruz.
23 Ağustos 2011
KESK, DİSK, TMMOB, EMEKLİ SEN, HALKEVLERİ, 78’LİLER DERNEĞİ, GENÇLİK MUHALEFETİ, SOSYALİST PARTİ, ÖDP, EDP, EMEP, TKP